21 Aralık 2012 Cuma

Mücadeledir Hayat...


"Geride duranlarla, ileriye koşanların dünyasında, zaman değişse de fotoğraf hiç değişmedi..."

Kapı komşumuzdu, annemin en yakın arkadaşıydı annesi ve babam babasının oyun arkadaşıydı. İster istemez biraz yaş farkı da olsa aramızda büyüdük beraber o çocukla...

Beraber büyümenin verdiği avantajla farklılıklarımızı da öğrendik aslında... Ben daha içe kapanık ama kafası çalışanken (!) , o belki biraz daha girişken...

Bir gün bir şeyler yapalım dedik beraber. Hani bir şeyler satmak gibi... Para kazanalım, kendimize bir şeyler alalım. İlkokuldaydık daha, işin en kolayı gördüğümüze kaçıp, doldurup şişeleri attık buzlanması için dolaba ve aldığımız gibi elimize düştük pazar yoluna...

" O anın bilseydim hayatımıza şekil vereceğini, döndürürdüm her şeyi geri..."

Bütün bir girişime yelken açma boyunca ben hep çekindim. Tutuktu dilim sadece direktifler verdim ona, bağır , şöyle de, böyle de gibi... O ise bağırdı, çağırdı. Belki inanmayacaksınız ama o gün tam 12 şişe su sattık,  az değildi, elimize geçen para... Dönerken yüzünde gördüğüm ve belki adını ve anlamını çok daha sonra koyduğum bir şey vardı onun gözlerinde, işin tadını almış ve kendine güveni gelmişti. Benimse olayı ben yönettim gibi anlamsız bir avuntu bünyemde...

Şimdi bakıyorum o güne ve bu güne. Aslında ben o gün kaybettim. Şu anda iyi bir iş adamı o çocuk. Geliri, saygınlığı ve yapabileceklerine inancı ile bakıyor hala hayata... Ben mi? İşte buradayım ya, hala kafamı çalıştırdığımı düşünüyorum. Hala avunuyorum yapabileceklerimle. İnanç mı, kendime inancım tam da işte bu noktada terkediyor beni. Ben bir şey yapmadım aslında...

Odur diyeceğim. Mücadele etmeli insan kırmalı kabuğunu, çekinmemeli hayattan. Eğer siz de iyi bir iş adamı veya hayata asılan, tuttuğunu koparan bir insan olmak isterseniz. Su satarken bağırmalısınız herkes kadar.

Suskunlar kaybedenlerdir. Ve koşarken geleceğe bağıra çağıra, bilin ki uzak değil aslında buzlu suyunuza gelecek ödeyenler...

Levent Deniz

Neden Domat Kokusu...

En çok uyumaya ihtiyaç duyduğum bir gece sevdiğim bir arkadaşımın yazmak zorundasın ısrarıyla kaçınca uykum, kalkıp yazmalıyım dedim yoksa uyku yasak bana... Ancak ne yazacağımı nasıl yazacağımı bir an bile düşünmedim. Nereye yazacağımı da...